26 Aralık 2016

Vesikalı Yarim

Kimileri en çok ‘çok önceden rastlaşacaktık’ repliğinden etkilenmiş. Benim favorimse Sabiha’nın arkadaşının repliği olacak:
Çoktan kült ilan edilmiş bir filmle ilgili yeni birşeyler söyleyebilmeyi umut ediyorum. Önce 1960’ların genel havasından, kadın-erkek rollerinden ve özel-kamusal mekan organizasyonundan kısaca bahsetmem gerekiyor. Esnafların hep erkekler olduğu, ev işlerinin hep kadınların tarafından yapıldığı bir dönem daha. Yani kamusal ekonomi erkeğe, ev ekonomisi kadına emanet. Kentsel mekanın organizasyonu paramçparça. Kentsel mekanın merkezi çoktan çöküntü alanına dönüşmüş durumda. Manav Halil ve onun temiz kabul edilen dünyası kent merkezinin çeperindeyken, Sabiha’nın dünyası kentin merkezindedir. Kentsel mekanın organizasyonu böylesine birbirinden ayrılmışken, birbirine yabancı iki kişinin varlığını bildikleri ama sahip olmadıkları duyguları yaşamaktan kaçamamaları söz konusu. 
1960’larda çalışan bir kadınsan başına gelecek kötülükleri baştan kabul etmiş sayılabilirsin, ama bu özgürleşmenin bedeli de olabilir. Alkol, sigara, kahkaha ve sokaklar yalnızca kadına bu koşulla verilir. Patriyarka ve kapitalizmin el ele düzenledikleri kentsel mekanda pavyon kime aittir? Hediye niyetiyle getirilen sebze meyveler Halil’le dalga geçilmesine neden olur. Diğer taraftan garsonlar masalara ‘başka bir emriniz var mı beyim?’ der. Kadınların sesi erkekleri mutlu etmek için duyulur. Erkek dünyasının kadına verdiği iki rolden biri kamusalda erkeğin malı olmaktır. Bu duygusuz dünyada Sabiha Halil’e aşık olursa ne olur? Kadının doğasında olduğu söylenen adanmışlık yeniden kadını ele geçirir. Yemekler yapılır, dikişler dikilir, ütüler yapılır ve erkek sonunda kendini ‘sultan’ hissedene kadar soluklanılmaz. Kadın saçını toplar, makyaj yapmaz, dekolte giymez ve Halil’in onu hangi haliyle tanıyıp sevdiğini unutarak, onun beklentilerinin kadını olmaya adar kendini. Ve nihayetinde evi kamusaldan saklanabildiği bir barınak olmak yerine eve dönüşebilmiştir. Sabiha artık erkek dünyasının kadına verdiği ikinci rolü oynamaktan mutludur. Evinin meleği olmak. Ama sultana yetememekten, onun kendisinden sıkılmasından korkmaya başlamıştır. En mutlu anlarında Sabiha: “Benden memnun musun?” diye sorar Halil’e.
Peki Halil’in Sabiha’dan önceki hayatı ne düşünüyordu? Halil’in babası oğluna sessiz bir destek veriyordu. Belki kendi de bu korkunç sultanlıktan kaçmak isteyip bir yerlerde bir zamanlar özgürlüğün tadına varmıştı. Ne de olsa oğlu bir gün pavyon kadınından sıkılıp evine dönecekti. Bu sessizlik, ne düşündüğünü söylemesinden daha etkili bile olabilir. Diğer tarafta Halil’in arkadaşları onun bir ‘karıya’ tav olduğunu düşünür. Sabiha’nın arkadaşı Halil’in yolunacak iyi bir kaz olmadığını düşünür, sonuçta Sabiha’ya bir kat alamaz. Ve polis düzeni bozarlarsa onları kentin başka yerine süreceğini söyler.
Kamusalın bu görünen ve görünmeyen baskısı Sabiha ve Halil’i ayıracaktır. Erkeği küstürmekten korkan kadın ve kadının kamusala dönmesinden korkan erkek için birliktelik giderek daha zor hale gelir. Erkek erkekten, kadın kadından akıl alır. Kamusal baskı, sonunda Sabiha ve Halil’in evdeki özgürlüklerini kısıtlar, onları ayırır, ailenin gücünün yenilmez olduğunu vurgular ve patriyarkaya er ya da geç teslim olunacağını söyler de söyler.

Merve Altundal Öncü

2 Aralık 2016

Ünzile kaç koyun ediyor?

Herkese merhaba.
Bu ay 500 kere dinleyecek olduğum bir şarkıyı paylaşmak istiyorum. Size de 500 kere dinleyin demiyorum ama bir kere dinleyin ya. Şöyle ki ben bu şarkıyı geçen hafta arabada radyo dinlerken duydum. Anında tüylerim diken diken oldu. Dedim ki bu şarkıyı neden hiç duymadım, nasıl oldu da dinleyemedim. Aysel Gürel'in Ünzile ile tanışıp hikayesinden etkilenerek yazdığı bir şarkı olduğu söyleniyor. Türkiye'de kız çocuğu olmanın ne kadar ağır sorumlulukları olduğunu kimimiz tecrübe etti, kimimiz başkalarının hikayelerine şahit oldu. 1986'da bu şarkılar yazılırken, çocuk gelinler gündeme getirilirken bir de şimdiye bakıyorum. Ve popüler kültürün bizi getirdiği noktanın aslında 1986'dan da öncesi olduğunu görüyorum. Öyle ki ana dilimde yeni çıkan şarkıları dinlemediğimi gururla söyleyebiliyorum. O yüzden biz Ünzile'yi dinleyelim şimdi.


Related Posts with Thumbnails

Etiketler