12 Haziran 2011

Leap Year & Letters To Juliet



Ergenlik çağında izlediğim Jackie Chan ve Jean Claude Van Damme filmlerinden yavaş yavaş romantik komedilere doğru geçiş yaptım. Aynı gün iki film birden. Hem de ikisi de romantik komedi. Bunu okuyunca midesi bulananlar ya da imrenenler olabilir. Ama arka arkaya izlediğimde romantik komedilerin büyük birer aldatmaca olduğunu gördüm. Filmlerin ortak noktaları; mükemmel çiftleri mükemmel ülkelerde bir araya getirmesi. Leap Year İrlanda'da, Letters to Juliet İtalya Verona'da geçiyor. Olur da filmin havasına kapılıp İrlanda'ya gidecek olursanız, sizi orada bekleyen muhteşem bir pub sahibi olmayacak. Ya da Verona'ya gitmişken zengin ve yakışıklı üstelik centilmen birine rastlayayım derseniz çok beklersiniz.


Yine de bu filmlere bayılıyorum. Leap Year'da fakir ama gururlu bir Yeşilçam karakteri var sanki. Kız arkadaşı tarafından aldatılan İrlandalı Declan ile başarılı bir iş kadını olan New Yorklu Anna'nın birbirine aşık olması neredeyse imkansızdır. Ama şartlar çifti birbirine aşık etmek için ayarlanmış:) Kardiyolog olan nişanlısını terk eden Anna'nın İrlanda'ya yerleşmesiyle film, hayal ettiğiniz sonla bitmiş oluyor. 


Letters to Juliet, İtalya'nın harika atmosferini kullanarak beni etkiledi:) Juliet'e hergün onlarca mektup bırakan kadınlara cevap yazmaya başlayan Sophie, 50 yıl önce yazılmış bir mektup bulur. Cevabında kadına kaybettiği aşkını tekrar bulmasını tavsiye eder. Kadın, İngiltere'den torunuyla gelerek 50 yıl önce tanıdığı Lorenzo'yu aramaya başlar. Bu sırada Sophie ile torunu Charlie arasında yeni bir aşk başlar..

Related Posts with Thumbnails

Etiketler