5 Şubat 2010

Cennetin Çoçukları (Children of Heaven)

Bir çift ayakkabının hikâyesi...

      Hayatın gerçek değerinden git gide uzaklaştığımız zaman dilimlerinde belki birkaç küçük ayrıntıda gizli sahip olduklarımızın sırrı. Oysaki ne kadar habersiz yaşamaktayız bize sunulan nimetlerden ve çoğu kez burun kıvırdıklarımıza muhtaç olan kimselerden.
Bu masalsı duygusal film, yoksul bir ailenin çocukları olan Ali ve Zehra isimli iki küçük kardeşin öyküsünü anlatıyor. İran yapımı, düşük bütçeli bir film. Tahran'da geçiyor.
        Filmin konusu kısaca, kardeşinin tamir olduğu halde, aslında hala giyilemeyecek durumda olan ayakkabılarını kaybeden küçük bir çoçuğun yaşadığı zorluğu anlatıyor. Kardeşiyle ayakkabısını paylaşır, ona yeni bir tanesini alabilmek için uğraşırken. Zehra'nın ayakkabısız kalmaması için Ali'nin hayatını ortaya koyduğu bir mücadele. Filmin tanıtım sloganında denildiği gibi onların bu küçük sırrı artık en büyük serüvenleri olacaktır.
Bu hikaye işlediği konuyu hiç dağıtmadan çok sade bir şekilde anlatılmış. Birkaç kez izledim. Şimdilerde bu filmdeki çoçuklar gibi davranan çoçuk yoktur. Babalarını üzmemek için bir çift ayakkabıyı paylaşan, erken yaşta olgunlaşmış iki kardeş. Eğer bu çoçuklar şikayet etmemeyi başarıyorsa, çoçukluk yılları çoktan geçip gitmiş olan insanlar neden herşeyden şikayet eder ki.

1 Şubat 2010

Dönüş (1972)

Türkan Şoray ve Kadir İnanır'ın bu filmi bence Yeşilçam'ın en acıklı hikayesi. Ahhh o Gülcan'ın çektiği çileler ahhhh!! Yani bu kadar talihsizlik olmaz. İbrahim, daha çok kazanmak içinden köyünden Almanya'ya gider. Yeni doğmuş bebeğiyle Gülcan köyde kalmıştır. Türk filmlerinde her köyün başında bi adet bulunan acımasız ağamız Gülcan'a sarkıntılık etmeye çalışır. Gülcan'ın adını lekeler ve köylü ona cephe alır. Her neyse. Bunu duyan İbrahim'de Almanya'dan yola çıkar namus davası için. Bu sıralarda ağa, Gülcan'ın çoçuğunun ölümüne neden oluyor ve Gülcan da ağayı öldürüyor. Daha bitmedi tabi. İbrahim, Almanya'da evlenmiş ve çoçuğu olmuş, onları da yanında getiriyor. Ama yolda arabaları uçurumdan aşağı çakılıyor. O sırada olay yerinden geçmekte olan Gülcan, İbrahim 'in ve alman karısının cesedini görüp : Dönüşün böyle mi olacaktı İbrahim, diye ağlıyor :( Bebek kazadan kurtulduğu için Gülcan bebeği alıp gidiyor. Filme Hasretinle Yandım Gönlüm şarkısı çok güzel uymuş yani. http://www.muziksel.net/?key=fDPsPs
         Şimdi niye ben bu filmi uzuuunn uzzuuun anlattım. Çünkü bu film o zamanın toplumsal sorununu çok açık ve net anlatıyor. Bir zamanlar gurbetçiler gider de dönmezmiş, orda evlenirlermiş. Daha da kötüsü Alman eşleriyle dönerlemiş. Alamanya çok yuva yıkmış yani. Yeşilçam hayranlarından biriyseniz bu eski filmi tekrar izleyin bence. Beni çok duygulandırır.

Related Posts with Thumbnails

Etiketler